OKURKEN ZEVK ALIN
İrem Yaman (23-Tekvando): 23 yaşındaki İrem Karamete, tekvando’da başarıdan başarıya koşuyor. En son geçen aylarda başarısına bir yenisini daha ekleyerek, Dünya Tekvando Şampiyonası’nda kadınlar 62 kiloda altın madalya kazandı. 2015’te Rusya’da gerçekleştirilen Dünya Şampiyonası’nda da altın madalya alan İrem’in bu 2’nci dünya şampiyonluğu. 2015’te Rusya’nın Chelyabinsk kentinde yapılan Dünya Şampiyonası’nda birinci oldu. 2018’de Çin’de düzenlenen Grand Slam’da şampiyon olan ilk Türk kadın sporcu. Kadınlarda üst üste iki Avrupa ve Grand Prix Şampiyonu olan tek kadın sporcu unvanına sahip. 2018’de Dünya Tekvando Federasyonu tarafından Yılın Kadın Sporcusu seçildi. Şimdi hedefi, Olimpiyat Madalyası’nı almak.


 
MUTLU OLACAĞINIZ ALANI SEÇİN
Tekvando’ya 8 yaşında başlayan milli sporcu ilk uluslararası derecesini 2014’te Ümitler Avrupa Şampiyonası’nda birinci olarak aldı. Şu anda yüksek lisans öğrencisi olan Yaman’ın üniversite tercihi yapacaklara önerileri şöyle:

“Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği bölümünden mezunum. Şu anda da Selçuk Üniversitesi’nde yüksek lisans yapıyorum. Tabii ki sporla uğraştığım için ve benim de gelecekte yaşanmışlık ile bilimi birleştirip diğer nesillere aktarmak istemem, bu bölümü seçmemde etkili oldu. Ben ilgi alanımın olduğu bir bölümü bitirdim. Okurken çok zevk aldım. Herkese de mutlu olacağı bir bölümü seçmesini tavsiye ederim.” Tekvando’ya meraklı gençlere de önerilerde bulunan İrem, “Ben herşeyden önce neyi seviyorlarsa onunla ilgilenmelerini öneririm. Ailem spora başlama konusunda beni teşvik etti ve bana uygun bir spor olduğunu başladıktan sonra iyice anladım. Özgüven, maç içi zekâ, teknik ve taktik olarak tamamen olmak istediğim spordayım. Onlar da kendi kişiliklerine göre bir spor seçmeliler. Ama tekvando için şunu söyleyebilirim, saygıyı ve disiplini seviyorlarsa kesinlikle yapmalılar” diyor.
 
ÜNİVERSİTEYE MESLEK SAHİBİ OLMAK İÇİN GİTMEYİN
Mete Gazoz (20-Okçuluk): Milli okçu Mete Gazoz, küçük yaşta başladığı serüvenine başarılar eklemeyi sürdürüyor. “Hikâyenin en önemli noktalarından biri 2016 Rio Olimpiyatları’na gitmek oldu. O duyguyu yaşamak bambaşka bir his” diyen Mete’nin başarıları özetle şöyle: 2018 Dünya Gençler Şampiyonası’nda gümüş, 2018 Akdeniz Oyunları’nda altın, 2018 Dünya Kupası Berlin ayağında altın, 2019 Dünya Kupası Şangay ayağında erkek takımıyla gümüş, karışık takımda gümüş madalya. Son olarak 2019 Dünya Kupası Antalya ayağında bireyselde ve karışık takımda bronz madalya aldı. Enerjisini atmak için ailesinin yönlendirmesiyle okçulukla tanışan Mete, birçok farklı sporu denemiş ancak okçulukta karar kılmış: “Sadece fiziksel olarak hazır olmanız yetmiyor. Rakibinizi analiz etmeniz, mental anlamda sağlam olmanız ve o süreçleri yönetebilmeniz gerekiyor. Okçuluk hayatın kendisine çok benziyor” diyerek anlatıyor.
 
DÜNYA ÇOK HIZLI DEĞİŞİYOR
Üniversite tercihinde de sporun etkisi olduğunu belirterek, şunları söylüyor:
“Aktif kariyerim sonrası spor dünyasının içinde kalmak istediğimden spor bilimleri okumaya karar verdim. Sporun bilimsel ve psikolojik yönü her zaman ilgimi çekiyordu. Kamplar için yılın çoğunu Antalya’da geçirdiğimden Akdeniz Üniversitesi en mantıklı tercih oldu.”
 
Tercih yapacak gençlere önerileri de var: “Üniversite insana doğru bilgiye nasıl ulaşılacağını öğreten bir yer. Bence bu, dünyanın en kıymetli şeyi. Bazen insanlar üniversite tercihini sadece meslek sahibi olma motivasyonuyla yapıyor. Ama üniversite her şeyden önce, bilgiye ulaşmayı ve onu doğru kullanmayı öğretiyor. O yüzden tercihinizi en çok istediğiniz alana karar verip yapın. Üniversiteye sadece meslek sahibi olmak için gitmeyin. Çünkü dünya çok hızlı değişiyor. 3-5 sene gibi kısa zamanda yeni meslekler çıkıyor, ihtiyaçlar doğuyor. Bugün popüler olan mesleklerin çoğunu 10 sene önce tahmin bile edemiyorduk.”
 
TEK YOL SINAV DEĞİL
Ayşe Begüm Onbaşı (17-jimnastik): Ayşe Begüm Onbaşı, 2015’te Meksika’da gerçekleşen Dünya Şampiyonası’nda 12-14 yaş grubunda üçüncü oldu. 2016’da Güney Kore’de düzenlenen Aerobik Jimnastik Dünya Şampiyonası’nda ise 15-17 yaş grubunda altınmadalya kazandı. Yurtdışı ve içinde katıldığı etkinliklerde 60’ın üzerinde madalya sahibi. Onbaşı hem uluslararası dereceler elde eden bir sporcu hem de bir lise öğrencisi. Akhisar Anadolu Lisesi’nde okuyan Begüm’ün kendisi de üniversite tercihi yapacak. Beş yaşından beri jimnastik, yedi yaşından itibaren de aerobik jimnastik yapıyor. Ailesinin yönlendirmesiyle bu spora başladığını anlatan sporcu, “Ailem bilinçli ve sporcu ebeveynler oldukları için beni kişisel ve fiziksel gelişimim için spora yönlendirdi. Üç yaşında Akhisar Belediyesi’nin bale kursuna, antrenörümün yönlendirmesiyle beş yaşında jimnastik kursuna başladım. Aerobik jimnastikle tanışıp günümüze kadar geldim” diyor. Tercih yapacaklara önerileriyse şöyle:
 
STRES YAPMAYIN
“Tüm yıl çalıştıklarının, emeklerinin karşılıklarını alacakları için, heyecan ve stres yapmadan rahat bir tercih dönemi geçirmelerini diliyorum. Kazanamazlarsa bu da dünyanın sonu değil. Bir sene daha düzenli ve sıkı çalışıp istedikleri üniversitelere girerler. Bu tavsiyeler benim için de geçerli. Bundan sonraki hedeflerim artarak devam edecek. Sporla uğraştığım ve bu alanda ilerlemek istediğim için spor üzerinden öğretimime devam etmek istiyorum.” Herkesin sporla ilgilenmesi gerektiğini belirterek, “Jimnastik zor ve küçük yasta başlanması gereken bir spor. Ailelere, çocuklarını, kişisel ve fiziksel gelişimleri için mutlaka temel branşlar olan jimnastik, yüzme ya da atletizme başlatmalarını öneriyorum. Spor her yaşta yapılmalı” diyor.
 
  ÖNCE KENDİNİZİ İYİ TANIYIN
Cemil Can Ali Marandi (21-Satranç): 21 yaşındaki Cemil Can Ali Marandi, ABD’deki Saint Louis Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği üçüncü sınıf öğrencisi. Uluslararası Satranç Federasyonu’nca (FIDE) tescillenen Büyükusta unvanının yanı sıra birçok bireysel ve takım bazında başarıları olan Cemil’in beş kez, her yaş kategorisinde Avrupa Yaş Grupları Şampiyonu derecesi bulunuyor. Satrançla kreşte tanışan Cemil’in 7 yaşında ilgisi daha da artıyor. O gün bugündür satrancın yaşamında çok önemli bir yeri var. Uluslararası birçok turnuvaya katılıyor. Üniversite tercihinde de onun etkili olduğunu belirten Cemil, şunları söylüyor:
“2016’dan beri üniversitenin satranç takımındayım. Saint Louis’in bir satranç başkenti olması nedeniyle Saint Louis Üniversitesi’ni tercih ettim. Şehrin satranç imkânları sayesinde üniversitede okurken, kendimi daha da geliştirme şansı buldum. Satranç kesinlikle derslerimi olumlu ve pozitif etkiliyor. Özellikle matematik ve bilgisayar derslerinde daha iyi düşünmemi sağlıyor. Analitik düşünme yeteneğimi çocukken geliştirdi, çabuk ve doğru kararlar almama yardımcı oluyor. Giderek geleceğime daha güvenle bakıyorum.”
 
YATKINLIK ÖNEMLİ
Tercih yapacaklara ise, “Tavsiyem, kesinlikle sevdikleri ve yatkın oldukları bölümleri tercih etmeleri. Tercih yaparken kendilerini iyi tanımalı ve başkalarının değil, kendi hayallerinin peşinde koşmaları en güzel sonuçları doğuracaktır” diye sesleniyor. Satrançla ilgilenmek isteyenlere şunları öneriyor:
“Benim için satranç bir hobi ve oyundan ziyade yaşam felsefesi ve vazgeçilmez bir tutku. Satranca ilgi duyan tüm öğrencilere öncelikle hangi seviyede başarıya ulaşmak istediklerini belirlemelerini ve ona göre zaman ayırmalarını tavsiye ederim. Dünya çapında olabilmek için günde en az 7-8, ülke çapında başarı için günde 3-4 saat çalışmaları gerekecek. Yenilgi ve hatalardan ders alarak zayıflıklarını görmeye çalışmaları, kendilerine güvenmeleri, yapan varsa ben de yapabilirim diye inanmaları gerek. Emek ve çabanın olmadığı hiçbir yerde başarının olamayacağını bilmeliler. Başarının anahtarı disiplin, sabır ve azimde saklı.”
 
BİR HEDEFE ODAKLANIN
Cansu Özyürek (27-Müzik): Onun öyküsü, 1992’de Çukurova’da başladı. Cansu Özyürek, sekiz yaşında eline aldığı kemanı bir daha hiç bırakmadı. Çukurova Üniversitesi’nde başladığı konservatuvar eğitimini İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi’nde tamamladı. Kazandığı bursla dünyanın sayılı müzik okullarından Berklee College of Music’de okumak için ABD’ye gitti, birçok ünlü müzisyenle çalıştı. “Broadway’de çalmak en büyük hayalim” diyen Özyürek, şunları anlattı:
“Bölümümü, küçük yaşta yeteneğimi keşfeden annemlerin yönlendirmesiyle seçtim. Dokuz Eylül’den mezun olunca İzmir Devlet Tiyatrosu’nun orkestrasında çalıştım. Neredeyse haftada dört akşam oyun sahneleniyordu, biz de quartet olarak onlara eşlik ediyorduk. Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası ile İzmir Opera ve Balesi’yle konserler de verdim. Her şey yolundaydı, ama fazlasıyla kolaydı. Bu beni rahatsız etmeye başladı. Babam akademisyen olduğu için benden master yapmamı bekliyordu. Annem ise bir orkestraya kadrolu girmemi. 2015’te Boston’daki Berklee College of Music’in, Paris’te seçmeleri olduğunu öğrendim. Berklee, jazz eğitimiyle ünlü, dünyanın en iyi beş müzik okulundan biri. Lord of the Rings’in müziklerini besteleyen Howard Shore’dan 28 Grammy sahibi olan Quincy Jones’a kadar birçok büyük isim oradan mezun. 2015’te Berklee’yi yüzde 65 burslu kazandım. Bir dönem sonra, Liberal Arts Departmanı’nda bölüm başkanının asistanı olarak ve Film Scoring Departmanı’ndaki öğrencilerin eserlerinin stüdyo kayıtlarında keman çalarak çalışmaya başladım. Babam kiramı ödüyor, ben geçimimi sağlıyordum. Zamanla bursumu da arttırdım.
 
Yazın da ders alarak üç yılda mezun oldum. Berklee’de yaptığım en büyük işlerden biri okulun uluslararası radyo ağı BIRN ile Amerikalı ünlü gitarist besteci Kaki King için canlı bir albüm kaydetmek oldu. Uluslararası, Grammy ödüllü sanatçılarla aynı sahnede olma fırsatı buldum. Haiti’de yetim çocuklara Skype üzerinden keman dersleri verdim. Şu anda Santa Monica Senfoni’yle çalıyorum. Angeles Academy of Music, LA Suzuki Academy ve Manhattan School of Dance and Music’te keman dersleri veriyorum.
 
Tercih aşamasındaki gençlere önerim, tereddüt etmemeleri. Karar veremiyor veya bir bölüm üzerinde emin olamıyorlarsa, denemeden bilemeyecekleri için kararsız kaldıkları bölümlerin, olumlu ve olumsuz yanlarını çıkarıp, fazla düşünmeden tek bir hedefe odaklansınlar. Çünkü, insanın kafasına koyup da yapamayacağı bir şey yok. Okullarına, bölümlerine dört elle sarıldıklarında, öğrendikleri her şey bir gün üzerlerine yıldız olup yağacak.”
 
SEVECEĞİNİZ BİR ALANA ODAKLANIN
Hakan Çalhanoğlu (25-Futbol): Futbolcu bir aileden gelen Hakan Çalhanoğlu, bu spora dört yaşında babası ve arkadaşlarının kurduğu Turanspor Mannheim takımında başlıyor. Dokuz yaşında Waldhof Mannheim’a transfer oluyor. Hamburg ve Bayer Leverkusen’de oynuyor, 2017’den beri de İtalya’nın Milan kulübünde. Aynı zamanda A Milli Futbol Takımı oyuncusu. “İşini aşkla yapanların üst düzey başarılara ulaşma ihtimali daha yüksek oluyor. Çünkü bu yönde içlerinden gelen doğal bir motivasyona sahipler” diyen Çalhanoğlu’nun üniversite tercihi yapacaklara önerileri şöyle: “Sevdiğiniz veya sevebileceğiniz alana odaklanın. Bunun için kendinizi iyi tanımalısınız. Becerilerinizle uyumlu bir bölüme gidin. Böylece mesleki tatmininiz en üst düzeyde olacak. Tabii bunu yaparken geleceği olan mesleklere yaklaşabilirseniz, avantaj olur. Ayrıca amaçsız insan olmaz, mutlaka önünüze hedef koyun. Ulaşılabilir hedefler doğrultusunda hayallerinizin peşinden koşun.”
 
EN ÖNEMLİSİ DEVAMLILIK
Futbolcu olmayı isteyen gençlere tavsiyeleriyse şu şekilde:
“Beden eğitimi ve spor yüksekokuluna gitmeniz gerekiyor. Futbol antrenörlüğü eğitiminden sonra C lisans alabilirsiniz. B, A ve Pro gibi üst seviyelere ilerlemek için Türkiye Futbol Federasyonu’nun kurslarını takip edin. Bir futbolcu için en önemli etkenlerden biri, devamlılık. Bu yüzden, kariyerinizin başındayken daha fazla forma şansı bulabileceğiniz takımlara, kiralık dahi olsa gitmekten çekinmeyin. Artık yetenekli oyuncular, Avrupa’nın kulüplerine transfer olabiliyor. Adapte olabilmek için en az bir yabancı dili iyi konuşabilmek gerekiyor. Bunlar teknik ve idari tarafta çalışmak isteyenler için de geçerli. Futbolcu kendini sürekli geliştirmeli. Birçok ünlü futbolcu başarı hikâyesinin altında antrenmanlar sonrasında yaptığı özel çalışmaların olduğundan söz ediyor. Ben de kariyerimin başlarında bunları yaptım. Bir saat şut ve frikik çalışırdım. Profesyonelce yaşam, doğru beslenme ve iyi arkadaşlar; sizi uzun bir kariyere taşıyacak diğer unsurlar.”
 
HAYALLERİNİZE EN YAKIN BÖLÜMÜ SEÇİN
Sümeyye Boyacı (16-Yüzme): Annesinin teşvikleriyle yüzmeye başlayan Sümeyye Boyacı, 11 yıldır bu sporu yapıyor. S5 engelli sınıfında serbest, sırtüstü ve kelebekleme dallarında yarışıyor. 2016 Yaz Paralimpik Oyunları’nda yarışan Boyacı, 2018 Avrupa Paralimpik Yüzme Şampiyonası’nda 50 metre sırtüstü S5 kategorisinde altın madalya kazandı.
 
“Cumhuriyet tarihimizin ilk kadın Avrupa şampiyonuyum. Aynı zamanda en genç kişi oldum. Dünya ve Türkiye serilerinde birincilikler alıyorum. Rusya’da resim sergisi açan ilk Türk kızıyım” diyen, Eti Sosyal Bilimler Lisesi’nde 9’uncu sınıf öğrencisi Boyacı’nın üniversite hedefi ise psikoloji. Boyacı, üniversite tercihiyle ilgili düşüncelerini, “Kendime, çevreme ve milletime en faydalı meslek olarak psikologluğu düşündüğümden üniversitede BESYO değil psikoloji okumayı düşünüyorum. Kendi açımdan da en keyif aldığım şeyler konuşmak, kameralar ve stüdyo olduğu için psikologlukla birlikte televizyon programı sunucusu, spiker olmayı da istiyorum. Bu yönde çalışmalarımı ilerleterek üniversite tercihlerimi yapmayı planlıyorum” diyerek anlatıyor.
 
ZOR VE YORUCU BİR YOL
Üniversite tercihi yapacaklara ise şunları öneriyor:
“Ne yazık ki ülkemizde kimilerimizin hayal ettiği meslekler karın doyurmadığından hayallerimize en yakın meslek için bölüm seçmeyi öneririm. Ben hem mutlu hem de uygun olduğum iki mesleği, aynı anda yapabileceğim için ne hayalimden ne de paradan vazgeçmek istemiyorum. Tabii ki bu yüzden de önümde çok zor ve yorucu bir yol var.”
 
Boyacı’nın yüzmeyle ilgilenmek isteyenlere tavsiyeleriyse şöyle:
“Hangi sporla ilgileneceğinize bağlı olarak, eğer çok arz edilen bir spora yönelmek istiyorsanız işinizin zorluğu olsa da sonucunda bolca keyif ve emeğinizin karşılığında verilen bir değer var.”
 
SANATA VE SPORA BAKIŞI ÖNEMLİ
Fulya Ünlü (22-Rüzgâr Sörfü): Rüzgâr sörfüne 13 yıl önce Alaçatı’da ailesinin önerisiyle başlayan Fulya Ünlü, dört yıl üst üste Dünya Gençler Şampiyonluğu, Dünya Kadınlar ikinciliği ve birçok kez Türkiye Şampiyonlukları’nın sahibi oldu. Genç sörfçü, “Spora yatkın bir çocuktum. Ailemin ilgimi keşfetmesiyle çok sevdiğim branşımda yaz-kış antrenman yaparak yarışlara katılmaya, üst üste Türkiye ve dünya şampiyonlukları kazanmaya başladım. Göztepe Spor Kulübü’ne transfer oldum. A Milli sporcusuyum” diyor. Yaşar Üniversitesi uluslararası lojistik yönetimi mezunu olan Ünlü, “Başarılarımdan dolayı sporcu bursuyla okudum” diyerek tercih sürecini şöyle anlatıyor: “İzmir’i istiyordum. Okula gidip spora verdikleri önem, burs imkânları, müsabaka ve antrenmanların akademik hayatımı etkileyip etkilemeyeceği hakkında bilgi aldım. Profesyonel bir sporcu olarak antrenmanlarımı ve okulumu dengede götürebildim.”
 
OLANAKLARINI ÖĞRENİN
Ünlü’nün üniversite tercihi yapacaklara önerileriyse şöyle:
“Seçmeden önce okulla irtibat kurun. Gerçekten istediğiniz ve hayal ettiğiniz olanakların sunulup sunulmadığını bilin. Kafanızdaki soru işaretlerini giderin. Çünkü üniversite, hayatınızı şekillendiren en önemli duraklardan. Üniversitenin akademik hayatının yanı sıra spora ve sanata olan bakış açılarını da öğrenin.” Rüzgar sörfünü herkesin denemesi gerektiğini belirten Ünlü, şu tavsiyelerde bulunuyor:
“Her sporda olduğu gibi kilometre taşı; özveri ve disiplin. Zamanla bunların fazlasıyla karşılığını alırsınız. Sporum hem kendimi hem çevremi geliştiren, hayal bile edemeyeceğim müthiş bir hayat sundu. Gençlerin mutlaka hayatında spor olmalı, özellikle günümüzde sosyal medya bataklığından kurtulup kendilerini gösterme zamanı.”

Hürriyet