Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, konuşmasında dünyada salgın hastalıklar, göç dalgaları ve iklim değişikliği gibi olağanüstü durumlarla karşı karşıya kalındığını, eğitimin bir taraftan bu sorunlardan etkilendiğini, diğer taraftan bu sorunların çözümü için en güçlü enstrüman olduğunu belirterek "Dünyada yaşanan 'kriz durumlarını', eğitim sistemlerimizi daha da dirençli hale getirmek için nasıl 'fırsata' dönüştüreceğimizi tartışmamız gerektiğine inanıyorum." ifadesini kullandı.

"Sürekli iyileştirme kültürünün, ülkemizde olduğu gibi, 19 milyon öğrenci ve 1,2 milyon öğretmene sahip büyük ölçekli bir eğitim sistemine yerleştirilmesi büyük emekler istemektedir. Öncelikle, K-12 düzeyinde tüm kademelerde okullaşma oranlarımızı yüzde 90'lara çıkardık. Daha eşitlikçi bir sisteme sahip olmak için okul öncesinde okullaşmayı yalnızca bir yılda yüzde 78'den yüzde 93'e yükselttik." değerlendirmesinde bulunan Özer, her bir öğrenciye ücretsiz eğitim sunma ilkesi doğrultusunda ders kitaplarını ve yardımcı materyalleri ücretsiz sunduklarını aktardı.

Özer, akademik destek ve telafi eğitimi programlarının kapsamını genişlettiklerini, sosyoekonomik bakımdan dezavantajlı, özel eğitime ihtiyacı olan ve zorunlu göç kapsamında Türkiye'ye gelen çocuklara ayrıca destek sunduklarını ve özellikle göçmen çocukların eğitim hakkından mahrum kalmasına izin vermediklerini vurgulayarak şöyle devam etti: "Türkiye, başta Suriye olmak üzere milyonlarca mülteciye ev sahipliği yaparak bu konuda önde gelen ülkeler arasında bulunmaktadır. Ülkemiz, okul çağında bulunan ve sayısı 1 milyonun üzerine çıkan geçici koruma altındaki Suriyeli çocuğa eğitim hizmetleri sunmaya devam etmektedir."