Aynı okulda, aynı sınıfta, aynı öğrencilere, aynı dersi veren öğretmenler arasında farkındalık yaratmak ne kadar doğru?

Öğretmenlik, zaten bir uzmanlık mesleği olduğuna göre, sınıf içi performansın değil de sınavların esas alınması niye?..
Sınavlarla öğrencileri değersizleştirdiğimiz yetmedi sıra şimdi öğretmenlere mi geldi?

Sınav odaklı eğitim bataklığından kurtulalım dedikçe kapsamını giderek genişletmenin mantığını anlayan varsa, ne olur bize de anlatsın.

Çalışan çalışmayan, üreten hiç üretmeyen, mesleğine katkıda bulunan bulunmayan, mesleğine gönül veren ile zoraki yapanı elbette aynı kefede tutmamak gerekir.

Peki ama bunu değerlendirmenin yolu sınavlar mı olmalı?

Aşağıdaki örneğin çok benzeri var.

Böylesi öğretmenlerimiz, el üstünde tutulmaları gerekirken, yılların birikimiyle değil de sınavlarla sınanması ne kadar doğru?
Söz konusu karar, her geçen gün biraz daha obezleşen dersane sektörünü daha da büyütmek için mi yoksa öğretmenliğini kalitesini yükseltmek için mi?

Karar vericiler bu konuda daha şeffaf ve ikna edici olmalılar yoksa ömrü çok kısa olur!..

Her şey boşuna mıydı?

“Sizleri uzun yıllardır takip ederim ve yaptığınız araştırma ve yayınlardan gurur duyarım.
MEB'de kimya öğretmeniyim. 28 yıldır görev yapıyorum.Bu süreç içerisinde Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı’ndan onaylı 7 adet ders kitabı yazdım.Ayrıca 2 kitabın editörlüğü bana ait.
Bunların dışında mesleki liseleri için 3. ders kitabımı yazıyorum.
MEB’in birçok kitabında alan uzmanlığı yaptım. Özellikle Talim Terbiye Kurulu’ndan kitap onaylatmanın çok zor ve sıkıntılı olduğu bir süreçte.
Bu kadar ürün çıkaran ben başöğretmen olmak için sınava girecekmişim. Sınav konuları da alanım ile ilgili değil.

Bu arada sınavı kazanırsam önce uzman öğretmen olacakmisim daha bilmem kaç yıl sonra başöğretmen.
Bu arada pandemi sürerken Pendim sürecinde bulunduğum lisenin kimya alanı şefiydim. 2 milyon litreye yakın hijyen ürünleri ürettik.
Görev süresince MEB’den aldığım takdir ve teşekkürleri saymıyorum. Bir hayli başarı belgesi, ödül, üstün başarı belgem de var neye yarayacaksa.
Anlatacak çok şey var ancak vaktinizi almak istemem. Bu şekilde liyakatli olan arkadaşımız o
kadar çok ki...”