Milli Eğitim Bakanlığının yıllardır çözemediği konuların başında kaynak kitap ve yardımcı materyal kullanımı gelmektedir. Üzülerek belirteyim ki, yasakçı bir gelenekten geliyoruz, çözümünü ve alternatifini bulamadığımız her durumda yasaklayıcı ve cezalandırıcı yolu tercih ediyoruz.

Öğretmeni tek bir kaynağa yönlendirmek onu sınırlamak, öğretmeni öğretmen yapan özerkliğini yok etmektir. Milli Eğitim Bakanlığı en iyi içeriğe sahip, dünyanın en iyi ders kitaplarını çıkarsa bile, bu hızlı değişim çağında yine de yeterli olmayacaktır.

Eğitim ve öğretimin kalitesi ancak soran, sorgulayan, farklı kaynaklardan edindiği bilgileri karşılaştırarak en doğruyu bulmaya çalışan, araştıran, bilimsel ölçütlere dayalı çıkarımlar yapabilen; karşılaştığı problemlere çözüm yolları bulabilen, akıl yürüten, üreten çocuklar yetiştirerek artabilir. Bütün bunlar için onlara birden fazla kapı açmalıyız.

Sınav odaklı, sınav puanına göre elemeli, çocukları yarıştıran sistemde daha fazla test sorusu çözmek için yardımcı kitap kullanımı kaçınılmazdır. Özel okullarda serbest bırakılan yardımcı kaynak kullanılmasının devlet okullarında yasaklanması fırsat eşitliğine de aykırıdır.

İlkokul ve ortaokullarda yeterli ödenek olmadığı için temizlik malzemesi, onarım, okulun çeşitli giderleri mecburen velilerden toplanan paralardan karşılanmaktadır. Velinin sırtına yüklenen külfet, velinin çocuğunun başarısı için alacağı yardımcı kitapta değil, okul giderleri için kayıt parası ve bağış adı altında toplanan aidatlardadır.

Bakanlık yardımcı kaynak kullanımı ile ilgili yasaklar değil ilkeler, kurallar belirlemelidir.

Bu ilkelerden birincisi öğretmenine güvenmek olmalıdır. Öğretmenin attığı her adımı öğrencisinin başarısı için olduğunu bilmelidir. Bakanlık öğretmenin kazanımı daha iyi vermek için farklı eğitim materyallerini kullanarak içeriği zenginleştirmesene destek olmalı; gerektiğinde sade ve anlaşılır kaynaklara yönelmesine izin vermelidir.

Herkes bilir, veli toplantılarında öğretmen değil, veliler ister yardımcı kitap almayı. Öğretmen yönlendirme yapmaktan kaçınır. Almak isteyen alır, almak istemeyenler ise almaya zorlanmaz. Alanlar da okula getirmez. Her sorumlu veli bilir ki alınacak her kitap çocuklarının eğitimine katkı sağlayacaktır.

Okullara gönderilen ve “kaynak kitap” olarak adlandırılan kitapların ders konularının akışı ile uyuşmadığını, bazı soruların öğrenci seviyelerin üzerinde hazırlandığını sosyal medyadan eğitim-öğretmen sayfalarını takip edenler göreceklerdir.

Yazılı sınavların olmadığı ilkokul çocuklarına LGS’ye girecekmiş gibi çelişkili-çoktan seçmeli sorularla dolu kitapları göndermek ne kadar doğru? Ders etkinliklerinde çok başarılı bu kitaplardaki sorularda başarısız olan öğrenciler ne hissedecek düşündünüz mü? Soru bankası olarak adlandırmanın daha doğru olduğu bu yardımcı kitaplarla, ders kitapları arasında bağlantı kurup etkinlikler yapabilen öğretmenlerimiz varsa kutlarım.

Durum böyleyken haber sitelerinde "Kaynak kitap kullanmak yasak, kurala uymayan öğretmen sonucuna katlanır. Kullanan öğretmenleri ve okulu şikayet edin, onlara soruşturma açılacak!" gibi yetkililerin yaptığı açıklamalar öğretmenleri üzmektedir. Bu yaklaşım, her türlü bilginin bir tık uzağımızda olduğu bilişim çağına yakışmamaktadır. Gelişmiş ülkelerdeki akranları ile rekabet edebilecek becerilerle donanmış gençler yetiştirmek istiyorsak, yasakçı bakış açımızı değiştirmeliyiz. Bunu başardığımız zaman öğretmenin moral ve motivasyonunu düşüren, onlara yöneltilen yersiz suçlamalar, tehdit ve cezalar da son bulur.

Alpay Cavlak
Eğitim İş Buca Basın-Yayın ve Uluslararası İlişkiler Sekreteri
Eğitimci Yazarlar Derneği İzmir İl Başkanı