Deprem bölgesindeki çadır alanlarında yaşayan 5-13 yaş arası çocuklarda ağlama nöbetleri, öfke sorunları, saldırgan davranışlar gözlemleniyor. İnsani yardım kuruluşu Hayata Destek Derneği’nin psikolososyal destek ekibinin, farklı çadır alanlarında çocuk, ergen ve yetişkinlerin psikolojik durumlarıyla ilgili genel gözlemlerine göre, 13-18 yaş arası ergenlerde; şok, inkâr, kendini suçlama eğilimleri görülüyor. Bu sorunlarla çocuk ve gençler “mizah” ve “etkinliklere katılma”, yetişkinler ise “çadır önlerinde sosyalleşme” ile baş etmeye çalışılıyor. Yetişkinlerde ise ağlamada zorlanma, duygularını yeterince ifade edememe, kendini suçlama eğilimi, öfke davranışları ve özellikle yakınını kaybeden kişilerde unutkanlık gibi travma sonrası duygu durumlarına rastlanıyor.

EN ÇOK İSTEDİKLERİ OYUNCAK

Hayata Destek Derneği Acil Durum Ruh Sağlığı ve Psikososyal Destek Koordinatörü Özlem Çolak, deprem bölgesindeki çocuk ve gençlerle ilgili gözlemlerini şöyle anlattı:

Hayatın belirsizleştiği bir yerde çocukların sabit düzenli değişmeyen bazı unsurlara ihtiyaçları var. Çocuk dostu alanların amacı da çocuklar için güvenilir, sabit, tutarlı bir alan yaratmaktır. Burada afetin büyüklüğünden ve insan kaynaklarının yetersizliğinden dolayı o düzeni göremiyoruz. Çocuklardan gelen dönüşler de bu yönde. Ekiplerin değişmesi çocukları etkiliyor. Çocuk dostu alanlar her zaman doğru yerlere kurulmamış olabiliyor. Genel olarak bu alanlarda çocuklara hitap eden ekipmanlar var ancak görevli ekibin belirli bir çalışma bilgisi ve deneyime sahip olması gerekiyor, bu alanda eksiklikler gözlemleniyor. Çadırlarda mı eğitim alacaklar, görece az hasarlı yerlerde okullarına mı gidecekler gibi belirsizlikler hâlâ devam ediyor. Bu belirsizliklerin hem çocukların hem de gençlerin hayatında ciddi etkileri var. Özellikle sınavlara hazırlanan çocuklar için kitap, öğretmen eksikliği, sınavların nasıl olacağı konuları stres kaynağı. Resmi olmayan yerleşim alanlarda ise kişilerin bireysel çabalarıyla kurduğu yaşam alanları var. Bu alanlar çocuklar için ciddi riskler barındırıyor. Örneğin enkaz yanı, yol kenarları gibi alanlara kurulan yerleşim alanları sorun teşkil ediyor. Özellikle oyuncak talebi geliyor. Oyuncak ve oyun alanlarını kaybetmiş durumdalar. Bu alandaki çocuklar daha dezavantajlı durumda.”

HİJYEN BÜYÜK SORUN

Derneğin hazırladığı “Acil Durum Raporu”ndaki bazı tespitler şöyle: 

  • Tuvalet/insan oranı, standartların çok altında. Barınma alanlarının yüzde 36’sında duş, yüzde 55’inde engelli yurttaşların ihtiyaçlarına uygun kurulum yok. 
  • Hijyen ve kadınlar için bakım kitleri büyük bir ihtiyaç olmasına rağmen geçici barınma alanlarının yüzde 41’ine bu ihtiyaçlar ulaşmamış. 
  • Alanların yüzde 25’inde içme suyu yetersiz. 
  • Barınma alanlarının yüzde 20’sinde bebek gıdalarına erişim yetersiz. 
  • Kırsal alanlardaki dağınık barınma alanlarında su, sanitasyon ve hijyen koşulları hâlâ sorun.

Figen ATALAY / Cumhuriyet