Meslekte 20 yılını doldurmuş öğretmenlere Başöğretmenlik başvuru hakkı tanınmaması büyük haksızlıktır.
Pedagoji formasyon dersleri alabilmek için 1 yıl fazla eğitim alanlara tanınan Kariyer Basamakları sınav muafiyeti tüm eğitim fakültesi mezunlarına da tanınmalıdır.
Çünkü tüm eğitim fakültesi mezunu tüm öğretmenler pedagoji formasyon derslerini almışlardır.
Eğitim Fakültesi okuyarak pedagoji formasyon derslerini almış olmak mağduriyet yaratmamalıdır.
Eğitim Fakültesi mezunu olmak, bir öğretmene ceza olarak dönmemelidir.
Uzman Öğretmenlik ve Başöğretmenlik unvanı için sınav şartı konulmuşsa, eğitim videoları izlemek zorunlu olmaktan çıkarılmalıdır.
Uzman Öğretmenlik Eğitim Programı 18 Temmuz 2022 tarihinde başlatılıp, 05 Eylül 2022 tarihinde sonlandırılmakta / Başöğretmenlik Eğitim Programı 18 Temmuz 2022 tarihinde başlatılıp, 19 Eylül 2022 tarihinde sonlandırılmaktadır.
Bu tarihler öğretmenlerin yaz tatilidir, diğer kamu çalışanları ile karşılaştırıldığında yıllık izin anlamına gelmektedir.
Yıllık iznini internete bağımlı olarak ekran karşısında geçirmenin insan sağlığına hem bedensel hem zihinsel hem de psikolojik olarak yansımalarının göz ardı edilmesi akıllara durgunluk verici bir durumdur ve öğretmenlere verilen değeri de ortaya koymaktadır.
Ayrıca dinlenme sürecini ekran karşısında eğitim alarak ve sınava hazırlanarak geçiren öğretmenlerin eğitim öğretim sürecinde ne kadar verimli ve istekli olacakları da ayrı bir tartışma konusudur.
Öte yandan ÖBA sisteminde yaşanan tıkanmalar, teknolojik yetersizlikler de başlı başına bir sorun.
Eğitim Programı videolarını izleyebilmek için öğretmenler bilgisayarları başında adeta ÖBA ile imtihan ediliyorlar, bu mücadele bile uzmanlık unvanını hak etmeye yeter.
Ayrıca MEB’in, prompter okuyuculuğu temelli eğitim videolarını sunum şekli ve öğretmene sağlayacağı katkı bakımından gözden geçirmesi gerekir.
Kariyer Basamakları Eğitim Programı videoları zorunlu olmamalı. Öğretmenlerin dinlenme hakkı elinden alınarak ekran karşısında, saatlerce prompter okuyucusunu izlemeye zorlayarak göz, beyin ve ruh sağlığını bozmanın eğitim öğretim dönemi başladığında eğitime yansıyacak olumsuzlukları hesaba katılmalıdır, öngörü ile hareket edilmelidir.
Ayrıca öğretmenler tüm bu olumsuzluklara maruz kalırken yetkili öğretmen sendikası görünmez olup hayalet sendikacılık yapmakta...
Öğretmenler her geçen gün haklarından kayıplar yaşarken, yeni mağduriyetlere yelken açarken merak ediyorum!
Yetkili sendika neredeydi?
MEB 2020’ de “Öğretmenler, yaz tatili içinde aralıksız 2 ay izinli olacak ancak bu 2 aylık izin sürelerine dokunulmadan kalan tatil zamanlarında yönetmelikte saptanacak meslekle ilgili çalışmalara katılmakla yükümlü olacaklar.” Teklifini TBMM’de yasalaştırırken, yetkili sendika neredeydi?
Çünkü TBMM’nin onayladığı bu maddeyle işte öğretmenler yaz tatilinde mesleki çalışma yapmak zorunda bırakılıyorlar.
Zorunlu değil demeyin, günümüz ekonomik koşullarında geçim sıkıntısına sebep olan öğretmen maaşları yüzünden, Uzman Öğretmenlik ve Başöğretmenlik unvanlarıyla maaşlarına yansıyacak artışlar için, öğretmenler dolaylı olarak yaz tatilinde ekran başında eğitim videosu izlemeye ve sınav hazırlık kitaplarına zorunlu bırakıldılar.
Yetkili sendika neredeydi?
Eksiklerle, yanlışlarla, mağduriyetlerle tarihe geçecek olan Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkarılırken; yetkili sendika neredeydi?
1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu'nun; "Öğretmenliği eğitim öğretim işlerini yürütmekle görevli ihtisas mesleği olarak kabul eden 43. Maddesi kaldırılırken yetkili sendika neredeydi? 43. Madde neden kaldırıldı, Kariyer Basamakları Yönetmeliğine açılacak davalara önlem olarak mı mesela?
17 yıldır mağduriyet yaratan, adil çözüm beklerken yeni mağduriyetlerle öğretmenleri imtihan eden, eşit işe eşit ücret ilkesini YOK sayan Kariyer Basamakları Yönetmeliği hazırlanırken, yetkili sendika neredeydi?
Tüm bunlar yaşanırken yoktunuz bari artık görünmezlikten vazgeçin, hayalet sendikacılığı bırakın, sebep olduğunuz mağduriyetlere çözüm üretmek için ortaya çıkın.
Çünkü öğretmenler soruyor,” Sendikalar ne yapıyor ne işe yarıyor” diye.
Söylem de değil, sosyal medyada değil, Facebook, Twitter üzerinden değil, göstermelik değil, gerçek ve etkili girişimlerle mağduriyetlere çözüm arayın.
Öğretmenler “Sendika işe yarıyormuş” desin!
Kadriye Demirel
Eğitimci Yazar
