TÜİK başta olmak üzere kurum ve kuruluşların açıkladığı aylık enflasyonun piyasa enflasyonunun altında olduğuna dikkat çeken Taşkın; eğitim, giyim ve ulaşımdaki artışın memuru daha çok zorladığını, gıdadaki artışın ise memuru tam anlamıyla yıprattığını söyleyerek dar ve sabit gelirli kamu çalışanlarının artık yorulduğunu ve buna çözümün hükümetin elinde olduğunu söyledi.

Anayasa ile güvence altına alınan insanca yaşama hakkının, yine Anayasa ile güvence altına alınan; çalışanların refahını ve huzurunu sağlayarak hayat seviyesini yükseltmek, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırarak, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamak sosyal devlet ilkesinin gereği olarak devletin asli görevlerinden olduğuna dikkat çeken Taşkın şunları söyledi:

“Devlet, çalışanlar arasında ayrım yapmadan adil ve hakkaniyetli bir ücretlendirme sistemi uygulamakla mükelleftir. Gelir dağılımı adil olmalıdır. Dar ve sabit gelirli kamu çalışanlarının milli gelirden aldığı payın her geçen gün düştüğü görülmektedir. Özellikle enflasyonun zengini daha zengin fakiri daha fakir yaptığı bu piyasa düzeninde devlet gerekli önlemleri almakla mükelleftir. En düşük maaş alan emekliye 2.000 lira zam, 2.000 lira Bayram ikramiyesi verilirken; zamların altında inleyen, enflasyon farklarını bile altı ayda bir alan, temel ihtiyaç maddelerini karşılayamayan memura hiçbir iyileştirme yapılmaması sosyal devlet ilkeleriyle çelişmektedir. Anayasa’nın 55’nci maddesine göre “…Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır…

Bu nedenlerle ülkemizin geçim şartları ve yüksek enflasyon nedeniyle satın alma gücünün hızla düşmesi de dikkate alınarak memurların ekonomik durumları iyileştirilmelidir. Memurlar, bayramdan önce ikramiye ve maaş iyileştirmesi ile sevindirilmelidir: Bayram öncesinde çoluğuna çocuğuna üst baş alacak, anasını babasını, akrabalarını ziyaret edebilecek bir ekonomik pozisyon sağlanmalıdır. Kamu çalışanlarının ekonomik ve sosyal refahının sağlanması amacıyla; gelir vergisi dilimi yükseltilmeli, gelir vergisi oranı %15’te sabitlenmeli, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını sağlayacak adil bir sisteme geçilmelidir.”