Günlük hayatın sadece 4 saati gerçek boş vakit ve on yıl önce biz bunun en fazla 1 saatini bir ekrana bakarak geçiriyorduk. Araştırmalara göre şimdiyse neredeyse hepsini! İş başı yapmaya 2 gün kala, unutulmaz bir bayram yaşamanız için size müthiş bir teklifim var!
 
Koskoca 10 günlük tatil, su gibi akıyor değil mi? Denize mi girdiniz, akraba mı gördünüz, onları hiç hatırlamıyorsunuz değil mi? Halbuki eskiden günde 4 ziyaret, saatlerce dedikodu, çoluk çocuğa bahşişti mendildi, kurbanı kestik, kavurmayı yaptık, anca olurdu daha 2. gün ha? Şimdi? Salı sallandı, çarşambayı sel aldı, perşembenin gelişi zaten çarşambadan belliydi, hoop vardık pazar gününe değil mi?
 
Ben size anlatayım nasıl geçti: 15 dakikada bir, tabletti, telefondu, televizyondu, illa bir ekrana baktınız ve hiçbir şeye, hiçkimseye odaklanamadınız! Ve artık maalesef hayat böyle geçiyor!
 
Tüyler ürpertici bir araştırmayı gözler önüne sermek isterim. Yıllardır modern insanın bir gününün ortalama üçte ikisi uyku, çalışma saatleri ve ulaşımla geçiyor. Kalan sekiz saatin yaklaşık yarısı hayatta kalmaya dair aktiviteler. Yani duş alma, yemek yapıp yeme, belki kısa bir yürüyüş vs. Diğer yarısı ise size kalan boş vakit. Yani sinemaya tiyatroya gitmek, eşle dostla sohbet, çocuklarla ilgilenmek, örgü örmek, kitap okumak, saz çalmak gibi... Ve korkunç gerçek: Sadece on yıl önce, bu boş vaktin ortalama yüzde yirmisi bir ekrana bakarak geçiyordu. Şimdi ise neredeyse hepsi! Bunun çoğu da telefon ekranı.
 
Modern insan bugün günde 9 dakikasını ‘faydalı ekran zamanı’ için harcıyor. Yani sağlık aplikasyonları, hava durumu, yoldaysa navigasyon filan. Kalanı çöp! Saçmasapan haberlere göz atma, başkalarının yazdıklarına, çektiği fotoğraflara bakma, veya oyun oynama vs.
 
Şimdii, şöyle bir kendinize bu gözle bakın ve itiraf edin. 10 günlük tatilin günde kaç saatini ekran başında geçirdiniz? Televizyon olur, bilgisayar olur, tablet olur, ama en çok da telefon değil mi? Güneşlenirken güneşlenmekten çok kendinizin veya manzaranın fotoğrafını çekip sosyal medyaya koymakla, sonra da onu kimlerin ‘like’ ettiğini ikide bir kontrol etmekle meşguldünüz değil mi?
 
Sokaklarda gezerken etrafın havasını koklamak yerine Instagram story atmakla uğraştığınız için, nerede gezdiniz hiç farkında değilsiniz açık konuşun! Neyse, gece story’lerinize bakıp öğrenirsiniz!
 
Akraba ziyaretinde fotoğraf çekip Face’e koymaktan akrabaların yüzünü göremediniz. Bayram tebriklerine Whatsapp’tan cevap verirken karşınızda oturan komşunun eşin dostun ne anlattığını hiç dinlemediniz.
 
Güncel haberleri ve bayram esprilerini Twitter’dan takip ederken yanınızdakilerle ne güncel dedikodu yapabildiniz ne de espri!
İtiraf edin, böyle oldu! Hatta belki bayram için akrabalarla; kuzenlerle, yeğenlerle toplanmadınız bile. Whatsapp grupları açıp oradan iyi dilekler, koyun fotoğrafları, komik videolar filan yolladınız gruba.
 
Siz bu bayramı yaşamadınız güzel kardeşim! Hiçbirşey kaçırmamak için ikidebir eliniz telefonunuza gitti ve sonuçta her şeyi kaçırdınız!
 
Size bir teklifim olacak: Hâlâ salı sabahına kadar vaktiniz var ve bayramı hakkıyla idrak edebilirsiniz. Telefonunuzu, tabletinizi, ve televizyon kumandasını yavaşça yere bırakın! Şu andan itibaren 3 saat hiçbir ekrana bakmayacaksınız! Sadece etrafınızla, insanlarla, manzarayla, kedi köpekle, ne bileyim kahve falıyla filan ilgileneceksiniz. Ziyaretler yapacak, sosyalleşeceksiniz. Kolay gibi geliyor ama bir deneyin, aslında zor! 3 saat bitince 15 dakika ekran molası, mesajlara filan cevap verme, sonra yine bırakıp, bir 3 saat daha sadece gerçek hayat!
 
Bunu tatil bitene kadar yapın, bakın salı sabahı ne kadar arınmış uyanacaksınız. Ne kadar dolu dolu yaşamış hissedeceksiniz. Boynunuz, gözleriniz, ruhunuz ne kadar rahatlayacak.
 
Beni dinleyin. Bizzat denedim, biliyorum. “Ne bayramdı be” diyecek, bana müteşekkir olacaksınız...
 
Gülse BİRSEL - Hürriyet