Habertürk yazarı Kemal Öztürk'ün Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili sorularını yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, "Öğretmenlerin mesleki başarısı ve gelişimi için çok çaba harcamış, düzenlemeler yapmış biriyim. Öğretmenlerimizin haklı taleplerini, süreçlerin iyileştirilmesiyle ilgili isteklerini mutlaka dikkate alacağız. Bununla ilgili en ufak bir tereddüdüm yok. Öğretmenler odasına gidip, bu sistemin neresine itirazınız var diye soruyorum, konuşuyoruz. Gelen taleplerin bir kısmıyla ilgili çalışma yapmayı düşünüyoruz" dedi

 

1 milyon 200 bin öğretmen…

“Eğitim ordusu” sözü çok gerçekçi. Zira öğretmen sayımız asker sayımızdan daha fazla.

Şimdi bu öğretmenler 18 milyon öğrenciyi geleceğe hazırlamak için hareke geçti. Okullar açıldı.

57 bin okulda başlayan eğitim öğretim dönemi, ülkedeki sosyal yaşamın akışını ve işleyişini değiştirecek kadar büyük sosyal hareketlenme aynı zamanda.

SİYASİ SORUNA DÖNEN DÜZENLEME

Ailemde rahmetli babam dahil, çok sayıda öğretmen var. Onların bakış açısına, sorunlarına ve tabii ki mesleklerine olan bağlılıklarına aşinayım.

Bu yüzden son günlerde bu büyük eğitim ordusunun içinde olduğu tartışmaya kayıtsız kalamadım.

Bu yıl Şubat ayında çıkan “Öğretmenlik Meslek Kanunu”, öğretmenler arasında tartışma yaratmıştı ama pek duyulmamıştı.

Kendi içlerinde, sendikalar ve bakanlık arasında süren tartışma, muhalefetin dahil olmasıyla birlikte siyasi bir tartışmanın da parçası oldu maalesef.

Böylece klasik olarak her zaman yaşadığımız gibi, sorunun sulh yoluyla çözümü daha da zorlaştı.

Protesto yapmayı tercih eden eğitim sendikaları, Kılıçdaroğlu'nun boykot çağrısı, öğretmenlerin gözaltına alınması, biber gazı görüntüleri, eğitim gibi uzmanlık isteyen bir alandaki tartışmayı “protest” bir konuya dönüştürmüş oldu.

Aslında bakanlık, saygın bir meslek kolu olan öğretmenlerin kariyer planlamasını yapmak, mastır, doktora yapmış öğretmenlerin çabalarını taltif etmek, öğretmenlerin maaşlarını biraz daha iyileştirmek için bu düzenlemeyi yaptığını söylüyor kanun metni gerekçesinde.

İyi niyetli bir çaba olduğuna pek şüphe yok. Ancak doğru şekilde mi yapıldı? İşte bu tartışılıyor.

SENDİKALAR DÜZENLEMEYE NEDEN KARŞI?

Diyarbakır’da bu kanunu protesto etmeye hazırlanan Eğitim-İş Sendikası Başkanı Kadem Özbay, bir yandan koordinasyon yaparken bir yandan da telefonda, heyecanla öğretmenlerin sınava girerek bir kariyer yolu belirlemesine şiddetle karşı olduğunu anlatıyordu bana.

Hazırladıkları broşürde kanuna itiraz maddelerini yazarken, 20 yıllık AK Parti iktidarının eğitim alanında neredeyse hiçbir şeyi iyi yapmadığını, bu yeni kanunla da doğru bir şey yapamayacağını demeye getirmişler.

“AKP iktidarı döneminde yapılan eğitimle ilgili düzenlemeler, eğitimin yanı sıra öğretmenlik mesleğine de zarar vermiştir.”

Kullandıkları dil ve argümanları bana biraz ideolojik bir yaklaşım olarak gelse de, bu sendikanın binlerce öğretmen üyesi bulunuyor. Kulak vermek gerekir.

Sendika, düzenlemeyle ilgili görüşünü şu şekilde özetlemiş broşürde:

“Uygulamalardan da anlaşılacağı üzere AKP iktidarının amacı, öğretmenlik mesleğinin itibarını artırmak değil, eğitimi kendi ideolojik çizgisine çekerek piyasacı bir anlayışla yönetmektir.”

DÜZENLEMEDE İTİRAZ EDİLEN KONULAR

Hükümete biraz daha yakın olan Eğitim Bir Sen Sendikası Başkanı Ali Yalçın ise, hükümetin eğitim alanında hiçbir şey yapmadığı görüşünün haksızlık olduğunu, eksik ya da hatalarına rağmen bu hakkı teslim etmek gerektiğini söylüyor.

Dikkatli bir dil kullanan Yalçın'ın da, oldukça sert bir tepki gösteren Kadem Özbay'ın da bu düzenlemede itiraz ettikleri konular var.

Aslında eğitim alanındaki neredeyse tüm sendikaların, dolayısı ile on binlerce öğretmenin de bu düzenlemenin bazı noktalarına itirazları var.

Sınav sistemi.

Sınavdaki soru, konu, yöntem biçimi.

Kariyer unvanları…

Kanunlaşma sürecinde gerek Bakanlık'ta, gerekse Meclis’te komisyonda sendikalar itirazlarını dile getirmişti. Eğitim İş Başkanı, kanunun hazırlık aşamasında kendilerine danışılmadığını, komisyonda sadece 5 dakika konuşabildiklerini söylüyor.

Ali Yalçın ise süreç boyunca itirazlarını aktardıklarını, bazılarının kabul gördüğünü, bazılarının ise görülmediğini söylüyor.

Kaynak: Haberturk