9 Aralık 2018 tarihinde yapılmış olan Adaylık Kaldırma Sınavı pek çok soru işaretini beraberinde getirdi. Sınava son 20 gün kala haberleri olan aday öğretmenler, pek çok konuda olduğu gibi sınav süresi konusunda da mağduriyet kurbanı oldular. 

Pek çok sınav, mülakat, güvenlik soruşturmalarının ardından atanan Öğretmenler, atandıktan sonra da meslek sahibi olmuş sayılmıyor. Hiçbir meslekte uygulanmayan ve bir türlü rüştünü MEB’ e ispatlayamayan ataması yapılan ÖĞRETMEN, atanmasının ardından ilk olarak pek çok hizmetiçi eğitimlere tabi tutuluyor. Bu hizmetiçi eğitimlerden sonra sınavlara tabi tutuluyor. Ardından danışman öğretmeninden bir değerlendirme, Okul Müdüründen bir değerlendirme ve ardından müfettişten bir değerlendirmeye daha tabi tutuluyor. Tabi bu arada öğretmenlik dosyası, 7 formdan ibaret her aya ait olmak üzere çeşitli formlar, yönetmelikleri içeren formlar vb. pek çok dosya düzenlemesine tabi tutuluyor. Sonrasında rüştünü ne yazık ki ispatlamış olmamış olacak ki, MEB, AKS adı ile düzenlenen Adaylık Kaldırma Sınavına tabi tutuyor. Aday öğretmen bu arada eğitim öğretim faaliyeti döneminde olduğu için Kadrolu Öğretmenler gibi derslere girmekte ve eğitim öğretim süresince yapılmakta olan tüm faaliyetleri yapıyor. Bir türlü rüştünü kabul ettiremeyen (aday) Öğretmenler için yapılmakta olan AKS, bu yıl pek çok soru işaretini ve mağduriyetleri beraberinde getirdi.

Nedir bu mağduriyetler? sorusuna cevaplar, yine Aday öğretmenlerden geliyor. 

Aday öğretmen “Sınav formatı önceki yıllara göre tamamen değişti.  Ezbere mantıkla yapılan bir sınav. Yine her yıl en az 2 ay öncesinden duyuru yapılırken, bu yıl son 20 gün kala duyuru yapıldı.

Öte yandan önceki sınavlarda çoktan seçmeli 4 şık varken, bu sınavda 5 şık uygulamasına gidildi. Yine bu sınavda ilk olarak,  doğrular yanlışları götürmesi büyük mağduriyetlere yol açtı. Tamamen ELEME MANTIĞI zihniyetine dönüşen bu sınavda baraj ise, 60 puan. Sınava ilk kez girenlerin, 60 puan alamadığı taktir de okullarımız değişecek. Biz evimizi, memleketimizi terk edip yerleştik. Ev düzenimizi kurduk ama şimdi 60 alamazsak yeniden aynı kargaşa ve muallak durumlarla karşı karşıya kalacağız. Yine ikinci kez bu sınava girip, 60 barajını yakalayamayacak arkadaşlarımızın sayısı oldukça fazla. Bunun sebebi ise,  her hangi bir eğitim vs süreçlerinden geçirmeden direk uygulamaya koyulan sistem değişiklikleri ve bu arkadaşlarımızın durumu ise daha da içler acısı. Çünkü bu sınavdan da 60 alamayacak olan ÖGRETMEN arkadaşlarımız, 2 yıl öğrencileri ile bir arada iken, meslekten men edilecekler. Bu arkadaşlardan bir tanesi engelli ve 10 yıl sonra ataması yapıldı. Sınava o kadar geç haber verildi ki sınav stresinden düşük puan alacağına kesin gözü ile bakıyor. Üstelik sınav kaygısı rahatsızlığını arttırdığı evrelerde olmadı değil. Şimdide son şansını da kullanmış olduğundan ya geçemezsem stresinden rahatsızlığı ara ara artış gösterebiliyor. Başka bir arkadaşım yine engelli ve 4 çocuğu var. O da benim gibi memleketini bıraktı burada bir yaşam düzeni oluşturdu. Şimdi bu mağduriyetleri kim giderecek? İlla ki intihar vakkaları mı yaşanmalı bu durumun aczinin farkında olabilmek için?!

MEB lütfen artık rüştümüzü kabul et.

Biz zaten birçok sınav sonrasında mesleklerimize atandık. Hizmetiçi eğitimlerle gelişimimize katkı sağlandığı taktirde bizde örgencilerimizle daha sağlıklı bir şekilde ilgilenip, mesleğimizi icra edebileceğiz. “ 

Bu durum açısından bakıldığında, Aday öğretmen eğitim öğretim işleri ile meşgul olurken bir de sınav stresi ile uğraşmakla kalmayıp, uzun uğraş verip mesleğe atanmış olan aday öğretmen mesleğinin elinden gideceği endişesi ile ne derece eğitim öğretim faaliyetinde başarı sağlayacağı soru işareti şeklinde yerini alıyor.

Evlenip çocuk sahibi olan, engel durumundan ataması gerçekleşen ve ya 10 yıl gibi bir aradan sonra pek çok barajı geçip atanmış durumdan olan ve hala rüştünü ispatlayamamış aday öğretmenlerin bu sınav dolayısıyla psikolojilerini alt üst etmiş durumda olduğu bir gerçek. 

Her fırsatta öğretmen motivasyonu ve kalitesi üzerinde duran Bakan Selçuk, bu duruma göz yummayacağını düşünüyoruz.

Çünkü sınav kaygısının öğrenciler üzerindeki negatif etkisi öğretmenler içinde geçerli olup, mesleğinin kaygısı ile öğretmenlik mesleğine de, yapılmakta olan Adaylık Kaldırma Sınavlarına da başarı gösteremeyeceği aşikardır. Sınav günü 2. Sınavına giderken es kaza araba kazası geçiren bir öğretmen adayı sınava giremeyeceği için mesleğinin elinden gitmesinin mağduriyetinin bedeli zira ağır olacaktır. Veya o örgencileri ile oldukça verimli bir eğitim öğretim süreci geçiren, hatta 20 yıllık öğretmenlerden bile daha kaliteli bir eğitim öğretim sureci geçiren bir öğretmen sınav stresi ile 60 barajının altından kaldığında mesleğinden men edilmesi ne kadar hak, ne kadar adaletlidir? Bu durum pek çok mağduriyetlere sebebiyet verdiği bu kadar gün gibi açıkken sürdürülmesi üstüne üslük daha da sistem eğitime tabi tutulmadan uygulamaya geçilmesi manidardır. Zaten öğretmenler pek çok sınavlardan geçmiş ve rüştünü ispatlamıştır. İllaki bir gelişim öngörülüyorsa, bu hizmetiçi eğitimlerle yapılmalı ve öğretmenler asıl meslekleri olan kaygıdan uzak örgencileri ile eğitim öğretime odaklanmalarına imkân tanınmalıdır.

Hasan ÖREN
Guncelegitim.com / Sizden Gelenler