Sanal Alemin Banal Yolcularıyız

Erhan Ziya SANCAR

25-01-2024 14:37

İnsta

X

Face

Herkes sanal alemde beybi feys.

Zaman teknoloji zamanı.

Devir sanal yalnızlık devri.

Yıllar sonra arkeologlar kazı yaptığında ve antropologlar ölü bedenlerimizi incelediğinde başparmaklarımızın daha büyük olduğunu görecekler.

Akılsız zamanlarımızda akıllı telefonlarımızın ekranlarında gezinen, kas yapan başparmaklar...

Akranlarıyla değil ekranlarıyla büyüyen çocuklar.

Hayatı sürekli bir ekranın etrafında anlamlandıran talihsiz yetişkinler.

Kaçınılmaz 'dijital bir kıyamete' gidiyoruz.

Sosyal medya asosyalleştiriyor bizi ve cenin pozisyonunda kabuğumuza çekiliyoruz.

Sanal alemde tanışıp sanal alemde "trip atıp" sanal alemde ayrılıyoruz.

Sanal alemde beğenilmez isek- 'like' almaz isek-, 'fav' almaz isek, paylaşımlarımız tıklanmazsa bunalımlara giriyoruz.

Pencere tıklanırdı komşularca şimdi paylaşımlar için 'TIK' istiyoruz.

Tıkanıyoruz.

 

Ah garip insanoğlu bir like ile adam oldun bir unfollow ile gidersin, neyin derdindesin?

Evet Mirim, boyunlar bükük, gözler mobil telefonların ekranlarında.

Besmele çekilmiyor artık yemeğe başlanırken foto çektiriyoruz.

Öz bakım becerisi olmayanların öz çekim dilemnası.

 

Komşuya kokar diye paylaştığımız yemeğimizi şimdi sosyal medyada paylaşıyoruz.

Misafirliklerde hal hatır sormuyoruz 'wifi' kablosuz ağ bağlantısı şifresini soruyoruz.

Prizin yerini soruyoruz.

Maslow üçgeninin tabanı kablosuz bağlanma ihtiyacı duyanlar için rezerve edildi artık.

Telefonun değil sanki bizim şarjımız bitiyor, yavaş yavaş ölüyoruz.

 

Büyük evlerimiz var ancak çekirdek ailemiz var.

Daha şatafatlı makamlar, daha az sağduyu var.

Gelişmiş ilaçlar, bozulan sağlığımız var.

Aya gittik de karşı komşuyu tanımıyoruz. Şaka değil aya da gittik.

Yüksek gelirimiz, daha az huzurumuz var.

Yüksek zekâ, daha az duygu var.

İyi bilgi var daha az erdemli insan var.

Sayısız ilişkimiz var, gerçek sevgi sıfır.

Sosyal medyada sürüyle arkadaş var, gerçekte dost yok.

Daha çok insan var daha az insanlık...

Daha büyük televizyon, daha az kitap var.

Pahalı saatlerimiz var hiç vaktimiz yok(!)

Peki Mirim reçete nedir?

 

Reçete kolay;

-Çocuklara 1 ay göz teması eğitimi

-1 ay 'Teşekkür ederim, özür dilerim, lütfen' deme eğitimi

-Sonsuz merhamet eğitimi

-Babalar daha çok dinleyecek

-Anneler daha az konuşacak.

-Babalar annelerle ilgilenirken öğretmenler çocuklara yön verecek.

-Mutlaka akşam yemeğinde tüm aile fertleri aynı masa etrafında buluşacak.

-Ve ZORUNLU DÜN DERSİ verilecek.

Tarihini bilmeyenin coğrafyası değişir çünkü.

Bu konuya devam edeceğiz ancak veliler ebeveynin John Wayne'nin (Con Veyn) ebesi olmadığını bilecek.

Ve miş gibi yapmayacak.

Biyolojik anne ve baba olmayacak.

Öğretmenler de çocukların kalbine dokunacak.

**Esse quam videri.

**Öyle görünmek değil, öyle olmak gerek.

Vesselam.

Erhan Ziya SANCAR
Eğitimci Yazar

DİĞER YAZILARI 1 Mayıs Unutmayız 01-01-1970 03:00 Ne Olursan Ol, Ümitsizliğim Olma 01-01-1970 03:00 Milli Öğretim Bakanlığı 01-01-1970 03:00 Çocuk Tebessümleri Biriktiriyoruz 01-01-1970 03:00 Konfor çocuklarımızı bedenen ve ahlaken çürütüyor 01-01-1970 03:00 25 Kasımlarda da Sevecek Misiniz Öğretmeninizi? 01-01-1970 03:00 Nice Yüz Yıllara Cumhuriyet 01-01-1970 03:00 Büyüyünce Ne Olacaksın? 01-01-1970 03:00 Watsap Anneleri 01-01-1970 03:00 Eğitim Nasıl Kurtulur? -1- 01-01-1970 03:00 Menfaat 01-01-1970 03:00 Bayram Aynı Masanın Etrafında Oturmak Demek 01-01-1970 03:00 Babalar Gibi Yazdım 01-01-1970 03:00