REHBERLİK
Giriş Tarihi : 18-11-2018 18:43   Güncelleme : 18-11-2018 18:43

Hiperaktif çocukların ailelerine 10 önemli öneri

Hiperaktif çocukların dikkat çeken aşırı hareketliliği, diğer çocuklar ile kıyaslandığında hemen fark ediliyor ve vakit kaybedilmeden uzman yardımı ile önlem alınması hatta tedavi edilmesi gerekiyor.

Hiperaktif çocukların ailelerine 10 önemli öneri

Eğer çocuğunuz oturduğu yerde kıpırdamadan duramıyor hatta uzun süre bir yerde sabit kalamıyorsa, sürekli ellerini ayakların oynatıyor, gereksiz yere sağa sola koşturuyor ve eşyalara tırmanıyorsa, sakin bir şekilde oyun oynayamıyor, hemen başka bir işle uğraşmaya başlıyor ve gereğinden fazla konuşuyorsa… Bu durum “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu”na işaret ediyor olabilir.

Memorial Antalya Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Uz. Psk. Nehir Kürklü, hiperaktivite hastalığı ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

Çocukluk dönemi kazalarının en önemli nedeni

Gebelik sırasında bebeğin aşırı hareketli olması, doğum sonrası yine hareketli, gazlı olması, uyku düzeninin bozuk olması belirtilerin erken yaşta başladığını düşündürmektedir.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı konan bir çocuk anne-baba ve kardeşlerin yaşamında istemeden ve farkında olmadan yarattığı sorunlar ile büyük bir stres kaynağı olabilir.

Kendini kontrol etmede zorluk yaşaması; arkadaş ve aile ilişkilerinde sorunlara, okulda başarısızlığa sebep olabilir. Bu çocuklar kendini istese de yeterince kontrol edememe, zor ya da ilginç olmayanla ilgilenmeme ve sadece dikkatini çekenleri görme ve kalanı gözden kaçırma sonucu dünyayı bütüncül olarak görmekte zorlanmaktadırlar.

Genellikle, sonunu düşünmeden eyleme geçerler ve tehlikeyi kestiremezler, bu nedenle küçük kazalar yaşayabilirler.

Doktor ve öğretmen iletişim halinde olmalı!

Araştırmalar uyarıcı ilaç tedavisinin, diğer ilaçların ve davranış terapisinin tedavide etkili olduğunu kanıtlamıştır. Bu hastalıkta başarı ile uygulanan davranış terapisinde çocuğun güçlüklerle başa çıkma becerisinin geliştirilmesi hedeflenir.

Çocuk organize olmayı ve zamanı iyi kullanmayı öğrenir. Ailenin hastalık hakkında bilgi ve destek alması çocuklarına doğru yaklaşımda bulunmaları için önemlidir. Bu çocukların daha fazla düzene ve kurallara ihtiyacı vardır.

Enerjilerini boşaltıcı etkinliklerde bulunmaları gerekir. Uzmanın öğretmene hastalık hakkında bilgi vermesi ve iletişim içinde olması önemlidir. Öğretmen, kendisine saygısı ve güveni azalan çocuğun başarılı olduğu alanları bularak onu desteklemeli ve planlı çalışmasında yardımcı olmalıdır.

Anne baba hiperaktifse çocukta da görülme riski 5 kat artıyor

Tanı konan çocukların birinci dereceden akrabalarının % 25’inde de aynı problem ile karşılaşılmaktadır. Ailesinde aynı tanı konulmuş bir birey bulunanlar için risk yaklaşık olarak 5 kat artmaktadır.

Bu da hastalığın ortaya çıkışında genetik faktörlerin büyük bir etkisi olduğunu göstermektedir. Yine de kalıtsal faktörler bu durumu tamamen açıklayamamaktadır. Araştırmalar bu rahatsızlığın anne-baba tutumlarının ve disiplin verme yöntemlerinin doğrudan bir sonucu olmadığını göstermektedir.

Buna rağmen tıpkı diyabet, böbrek yetmezliği ve diğer bozukluklarda olduğu gibi tedavinin başarısı, ailenin ilgi ve desteği ile yakından ilişkilidir.

Tedavi edilmediği takdirde birçok hastalığa neden olabilir

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu zamanla azalabilir fakat kendiliğinden geçmemektedir. Tedavisi uzun süren bir hastalıktır. Yaşın ilerlemesiyle birlikte şikayetler azalabilir ama erişkin dönemde tekrar ortaya çıkar.

Tedavi edilmediği takdirde çocuğun ya da gencin yapısal zorluklarından kaynaklanan davranış sorunları ve okul başarısızlıkları devam etmektedir. Çevresinden olumsuz eleştiriler alma riski artacak, bütün bunlar çocuğun ya da gencin ikincil sorunlar geliştirmesine yol açacaktır.

Dolayısıyla okul başarısızlıkları gelecekte iş yaşamındaki başarısızlıklara; arkadaş ve aile ilişkilerinde yaşadığı problemler de sosyal ilişkilerinde hatta evlilik yaşamında bile sorunlar yaşamasına yol açabilecektir.

Tedavi edilmeyen Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda; depresyon, davranış bozukluğu, kişilik bozukluğu, alkol ve madde bağımlılığı gibi ek başka psikiyatrik bozukluklar gelişmesi söz konusu olabilmektedir

  • Bu önerileri dikkate alın
  • Kurallar koyduğunuz zaman bunların çok net olmasına dikkat edin ve onları yazıp asın
  • Ödüllerinizin çocuk için anlamlı ödüller olmasına dikkat edin
  • Sık sık geri bildirim verin, çocuğunuza onun ne yaptığının farkında olduğunuzu gösterin. Çocuğunuza beklentileri ve planları konusunda yardım edin
  • Çocuğunuzun iyi günleri olabileceği gibi kötü günleri de olabileceğini göz önünde bulundurun
  • Olumsuzluklar, yapamadığı şeyler ve cezalara odaklanmak yerine olumlular üzerinde odaklanın
  • Bir karakter sorunuyla değil biyolojik bir sorunla mücadele etmekte olduğunuzu unutmayın
  • Davranışlarınız daha öğretici olması için çok konuşup, öğüt vermeyin
  • Espri anlayışınızı kaybetmeyin ve sabırlı olun
  • Kendiniz ve çocuğunuza karşı hoşgörülü olun
  • Uzman yardımı almaktan çekinmeyin ve düzenli takipleri sürdürün

 

Hiperaktif çocuklar neden tedavi edilmeli?

HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞUNUN OLUMSUZ ETKİLERİ

Uzmanlara göre, tedavi görmeyen DEHB olan çocukların yüzde 40'ı, 16 yaş civarında adi suça karışıyor.

Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Eyüp Sabri Ercan, DEHB'nin okul çocuklarının yüzde 5'inde görüldüğünü belirterek, ''Bu durum, aileler tarafından (tembellik, ilgisizlik) diye geçiştiriliyordu. Ancak son dönemde insanlarda bilinçlenme söz konusu. Bu yüzden, hastalıkla ilgili başvurularda artış var'' dedi.

DEHB ve tedavisi üzerinde 6 yıldır birim şeklinde çalıştıklarını bildiren Ercan, hastalığın erken yaşta tanı ve tedavisinin çok önemli olduğuna dikkati çekerek, tedavide yüzde 90 oranında başarı elde ettiklerini dile getirdi. Ercan, aşırı hareketlilik, isteklerini erteleyememe ve dikkatini derslerine toplayamama gibi sadece DEHB belirtileri olan çocuklara oranla, bu belirtilere ek olarak, kavga etme, söz dinlememe, yalan söyleme veya okuldan kaçma gibi davranış bozukluğu belirtileri taşıyan çocukların, anneleri tarafından ''çok sert şekilde cezalandırıldıklarını'' ifade ederek, şunları söyledi: ''Bu çocukların sevilmemeleri ve ağır biçimde ihmal edilmeleri söz konusu. Normal çocukların annelerinin yüzde 5'i çocuklarını dövdüklerini belirtirken, DEHB olan çocukların annelerinin yüzde 25'i,hem DEHB hem de davranış bozukluğu olanların annelerinin ise yüzde 50'si çocuklarını dövdükleri belirtmiştir. Bu durum, ilerideki yaşlar için çok tehlikeli.'' DEHB'nin ''organik temelleri bulunan kalıtımsal bir bozukluk'' olduğunu belirten Ercan, ''(Sünnet olunca, buluğ çağına gelince ya da kardeşi olunca düzelir) gibi yersiz inanışlar aileleri oyalamaktan başka bir işe yaramaz'' diye konuştu. Ercan, DEHB tedavisinde kullanılan ilaçların ''kesinlikle bağımlılık riski olmadığını'' ifade ederek, şöyle devam etti: ''DEHB'li çocuk tedavi olmazsa, ilerideki yaşlarda madde bağımlılığı riski, şiddete eğilim, anti sosyal özellikler, kişilik bozuklukları gelişiyor. Suça eğilim meydana gelebiliyor. Bu çocuklar yetişkinlik dönemlerinde akademik başarısızlık, evlilik başarısızlığı, trafik kazalarıyla ve depresyonla karşılaşabiliyor. Bu konuda ailelerin daha fazla bilinçlenmesi amacıyla, Atatürk Kültür Merkezi'nde 4 haftalık eğitim grupları oluşturuyoruz.'' Uzmanların bu alanda yaptıkları çalışma sonuçlarına göre, DEHB'nin tedavi edilmemesi durumunda, özellikle erkek çocukların yüzde 40'ı 16 yaş civarında adi suça karışıyor. Yüzde 52'sinde alkol ve uyuşturucu alışkanlığı görülürken, yüzde 30'u ise eğitimini sürdüremiyor. Çocukların yüzde 70'i ilişkilerinde sorun yaşıyor, yüzde 10-20'sinde belirgin işlev ve yeti kaybı oluyor.

Hastalığın erkeklerde, kızlara göre 3-4 kat daha fazla görüldüğüne işaret eden uzmanlar, şunları öneriyor: ''Bu çocuklarla sıklıkla göz göze gelmeye çalışın ya da omzuna, başına dokunun. Ödüllendirmeyi artırın. Kınamaları incelikle, öfkelenmeden, yaratıcı cezalarla yapın. Sıklıkla yaptığı işi kontrol edin. Sınıf içinde liderlik rolü, sorumluluk ve güven verin. Sınıfta, öğretmenlere yakın ve sakin bir arkadaşının yanına oturtun. Sınav zamanlarında öğretmen-aile işbirliğine gidin. Verilen çalışmayı bitirebilmeleri için ek süre tanıyın.''

Eğitim HaberleriEğitim Haberleri