REHBERLİK
Giriş Tarihi : 09-06-2018 00:41   Güncelleme : 09-06-2018 00:49

Çocuğumuzun karnesi karşısında nasıl davranmalıyız?

Bir öğretim yılı daha sona erdi ve çocuğunuz size karnesini getirdi. Bazılarımız bu anı mutlulukla, bazılarımız ise düş kırıklığı şeklinde yaşayabiliriz. Bu durumda göstereceğimiz tepkisel tutum, çocuğumuzun motivasyonunu ve eğitim geleceğini yaralayıcı olabilir. Bunun için kendimizi çocuğumuzun karnesiyle karşılaşma anına hazırlamak üzere, aşağıdaki bazı konuları birlikte ele almayı öneriyorum.

Çocuğumuzun karnesi karşısında nasıl davranmalıyız?

Öncelikle, şuradan başlayalım: Çocuğunuzun karnesine onun olmadığı bir zamanda sakin ve dinlenmiş bir kafayla bakmak iyi olur. Bu, tepkilerimizi daha iyi planlamamızı sağlayacaktır.
 
Karne elinizde ve eyvah! Karne notları pekiyi değil. Ama sakın, hemen onu suçlamaya hazırlanmayalım. Zayıf notları görmezden gelmenizi, durumun önemini küçümsemenizi de söyleyemem. Peki, onun yaşında iken bizim de okulda başarısız notlarımızın olduğunu düşünerek teselli olabilir miyiz? Bunu düşünsek bile ona söylememekte yarar var. Sonradan bize “seni model alıyorum” demesine yol açmamız gerekmiyor. Bu durumda en doğrusu, kendimizi ve onu sorgulamaya girişmek olmalı: Başarısını engelleyen ne gibi zorlukları var? Ona nasıl yardımcı olabiliriz?
 
Çocukla önceden görüşmek gerekir

Aslında bu soruları karne gününe saklamadan, sene başından beri çocuğumuzla görüşüyor olmamız gerekir.
 
Çocuğunuzla eğitim, okul, değerleriniz, onun için neleri arzu ettiğiniz hakkında konuşuyor musunuz? Bu konuşmalar ona kendini değerlendirme anlayışı kazandıracak, sorumluluk alma gücünü geliştirecek ve başarılarının sizin için önemli olduğunu gösterecektir. Sizi dinledikçe, beklentilerinize daha iyi uyum sağlayacaktır. Onunla sorular yoluyla başarısını sağlamış olan iyi alışkanlıkları üzerine konuşabilirsiniz. Elde etmesi olası notları ona önceden söyleterek bir ön alabilirsiniz. “Senin için iyi bir karne nasıldır? Nasıl bir karne bekliyorsun? Bu konuda gerekeni yaptığını düşünüyor musun? (ödevler gayret, tutum).
 
Eğer sene boyunca bu görüşmeler yapılmadı ise şimdi işimiz biraz zor. Yine de ilk anda olumsuz yorumlarımızı kontrol etmeye ve düş kırıklığımızı ortaya koymadan önce konuşmayı olumlu yönlerden, iyi notlarından başlayarak açmaya çalışabiliriz. Çocuğunuzu dinleyin ve açık uçlu sorularla, durumu hakkında duygu ve düşüncelerini ortaya koymasına izin verin. Örneğin, bu durumu ne ölçüde beklediğini, güçlüklerinin kaynağında neler olduğunu, durumu düzeltmek için hangi çözümler düşündüğünü, birlikte nelerin yapılabileceğini… Ona sorabilirsiniz. Bu görüşmede tarzınız kararlı bir tonda olmalı. İnisiyatif almak çocuğa kalmamalı. Her şeyden önemli olan, başarısızlığının, onun kaderi olmadığını ve bu durumu düzeltmek için ona yardımcı olacağınızı bilmesidir.
 
Kötü karne notlarına karşılık, ona çeşitli cezalar vermeyi düşünmeden önce, sonuçta, başarısızlık duygusunun kendisinin zaten bir çeşit ceza olduğunu dikkate almak gerekir. Kötü karne, bütünlemeler, bir bölümü heba edilecek yaz tatili, öğretmenlerinin ve arkadaşlarının gözünde kötü imajı... ile zaten cezaya çarptırılmış durumda iken, bence buna yenisini eklemek gereksiz. Çocuğunuz karne notlarıyla sizde belli bir düş kırıklığı yaşatıyor olsa da, sizin tarafınızdan sevildiğini ve ona yardımcı olacağınızı bilmeye ihtiyacı vardır. Ona şu mesajı iletmeniz önemlidir: “Sana güveniyorum. Bunu telafi edeceksin. Bu güçlükleri aşacağını biliyorum. Sana yardım edeceğim ve birlikte, çözüm bulacağız”.
 
Belirleyici olan ilerlemedir
Çocuğumuzun iyi notlar alması karşılığında sıklıkla ona bir ödül vaadinde bulunuyoruz ama onun bizi mutlu etmek veya ödül elde etmek için değil, kendisi ve geleceği için çalışması gerektiğini kavraması önemlidir. Ödüllendirme, önceden vadetmeden, notlarını düzeltmesi veya yüksek tutmayı sürdürmesi ve ilerleme kaydetmesi karşılığında verilmelidir. Belirleyici olan rakamlar değil, eğilimdir, ilerlemedir. Kutlama için ailece bir restorana gitmek, pahalı bir hediye almaktan daha uygun olacaktır. 
 
Kuşkusuz, çocuğumuzla yalnızca başarısızlık durumunda değil, daha çok karne notları yüksek veya ilerleme kaydetmiş olması durumunda konuşmamız gerekir. Bu başarıyı elde etmek için neler yaptığını ona sormak için fırsatı değerlendirilebiliriz. Kolaylıkla başaran bir öğrenci de başarısız öğrenciye gösterdiğimiz ilgiyi hak ediyor.
Son olarak, çocuğumuzun karnesini değerlendirirken, dikkate almamız gereken şu bazı olgulara değinmekte yarar görüyorum:

1. Çocuklarımız, başarmayı en az bizim kadar istemektedir. Ancak, okulun, özellikle ülkemizde, amaçları, programı, düzenlemeleri, kuralları… nedeniyle her çocuğa uygun olduğunu düşünmek zordur. Bir yargıda bulunmadan önce çocuğumuzun bu zor koşullarda öğrenme konusunda diğerleriyle aynı kolaylığa sahip olmadığını hatırlamakta yarar vardır.

2. Başarısızlık durumu bazı nedenlere bağlı ve geçici nitelikte olabilir. Yeni bir kardeş, ayrılık, okulda arkadaşlarla geçimsizlik… gibi olayların etkisiyle okuldan uzaklaşmanın ortaya çıkabildiği dönemler vardır. Özellikle ergen yaşlarında gelişimlerine bağlı zor zamanlardan geçerler ve onları anlamak her zaman çok kolay değildir. Bunlar, karne üzerinde görünmeyen ama notların arkasında deşifre edilmesi gereken noktalara birkaç örnektir. Öte yandan, çocuğumuzun yürümeyi de konuşmayı da bir anda öğrenmediğini, bisiklete binmeyi öğrenirken de ilk denemelerinde sık sık düştüğünü anımsamak iyi olur. Okuldaki çabaları için de bu durum geçerlidir. Çocuğumuz dengeleri yeniden oturtacaktır.

3. Çocuklarımızın karne notlarına anne-babalık kapasitemizin bir değerlendirmesi söz konusuymuş gibi yaklaşmamalıyız. Okul notları ne bizim performansımızı, ne de çocuğumuzun tüm resmini ortaya çıkaracak veya onun okul yaşamının tüm yönlerini gösterecek güçtedir. Karne notlarının çocuğumuzun ne olduğunu değil, yalnızca belli bir zamanda ve bağlamda ne kadar sonuç alabildiğini gösterdiğini düşünmek iyi olur. Sonuçta kuşkusuz, okul başarısı önemlidir ama öz değerimizi göstermez, ne de geleceği belirleyici değildir. Biraz düşünün: Büyük olasılıkla, kendi yaşamınızdan örnek verebileceğiniz, okulda vasat olup, yetişkinliğinde belli bir alanda başarı elde etmiş bir sınıf arkadaşınız aklınıza gelecektir.
 
Bu zamanda ebeveyn olmak kolay değil. Başarılar diliyorum.

Şermin Külahoğlu - Prof. Dr.

Eğitim HaberleriEğitim Haberleri